Yıldızlara burçlara ve astrolojiye bağlanmak

Hamd, Allah’a mahsustur. Salat ve selam Peygamberlerin ve Rasullerin en şereflisi olan Peygamberimiz Muhammed, onun tüm âlinin ve ashabının üzerine olsun.

Bazı gazetelerde yayınlanan bir makale gördüm. O makale yıldızlara, burçlara, fal ve astrolojiye bağlanmak gibi bazı cahiliye davranışlarını yüceltiyor, onlarla övünüyor ve onlara davet ediyordu. Makalenin içerdiği bozuk fikirlere karşı insanları uyarmam gerektiğini düşündüm ve şöyle diyorum: Yıldız ilmi, fal ve astroloji diye isimlendirilen davranışlar, islam dinin kabul etmediği ve şirk olduğunu açıkladığı cahiliye davranışlarındandır. Çünkü bu davranışların içinde, Allah’tan başkasına bağlanma, yardım ve faydanın Allah dışında olduğu inancı ve yalan ve iftira olarak geleceği bildiklerini iddia eden ve saf insanların mallarını onlardan almak ve inançlarını değiştirmek için onların akıllarıyla oynayan falcı ve kahinleri tasdik etme vardır.

Abdullah b. Abbas (radiyallahu anhuma)’nın Peygamber (sallallahu ‘aleyhi ve sellem)’den rivayet ettiği bir hadiste o şöyle buyurmuştur:  “Yıldızlardan bir dal öğrenen, sihirden bir şube öğrenmiş olur, bilgisi arttıkça günahı da artar” Bu hadisi Ebû Dâvûd rivayet etti. İsnadı sahihtir. Nesâî Ebû Hüreyre (radiyallahu ‘anhu)’dan şöyle rivayet etmiştir:  “Kim bir düğümü düğümledikten sonra onun üzerine üfürürse sihir yapmış olur. Kim de sihir yaparsa o Allah’a ortak koşmuş olur. Kim Allah dışında bir şeye bağlanırsa, o kişi bağlandığı şeye teslim edilir.” Bu, sihrin Allah’a ortak koşmak olduğuna ve kim ki kahin ya da falcıların sözüne bağlı kalırsa o kişinin falcı ve kahinlere teslim edilip Allah’ın yardım ve desteğinden mahrum kalacağına delalet etmektedir.

Müslim Sahîh’inde Peygamber (sallallahu ‘aleyhi ve sellem)’in bazı hanımlarından onlar da Peygamber (sallallahu ‘aleyhi ve sellem)’den onun şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: “Kim ki bir kâhin (falcı) veya müneccime giderek ondan bir şeyi dilerse kırk gün namazı kabul edilmez“. Ebû Hüreyre (radiyallahu ‘anhu)’dan, Peygamber (sallallahu ‘aleyhi ve sellem)’den onun şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Kim bir kâhine gidip onun söylediklerini tasdik ederse Muḥammed (sallallahu ‘aleyhi ve sellem)’e indirilene karşı çıkmış olur.” Bu hadisi dört sünen sahibi rivayet etmiştir. İmran bin Husayn’dan da merfû’ olarak şöyle rivayet edilmiştir: “Uğur ve uğursuzluk işleri yapan, bunları kendisi adına yaptıran, kâhinlik yapan, kâhine giden, büyü yapan ve yaptıran bizden değildir. Kim ki bir kâhine giderek onun söylediklerine inanırsa, Muhammed (sallallahu ‘aleyhi ve sellem)’e indirileni inkâr etmiştir.” Bu hadisi Bezzâr ceyyit (sağlam) bir isnatla rivayet etmiştir.

İbnü’l-Kayyim (rahimehullah) şöyle demiştir: “Onlar yanında kim en iyi kuş salarsa ona kahin diyorlar. Maksat gaybî şeyleri bildiğini iddia edeni tanımaktır. Bu kimse ya kahin diye adlandırılır ya da onun gibi aynı şeyleri yaptığı için o kahin grubuna girer. Gaipten haber veren kimsenin söyledikleri doğru çıkarsa bu bazen keşifle, bazen de şeytanlarla olabilmektedir. Bir de fal, kuş salma, uğur ve uğursuzluk araçları, çakıl taşları, yere çizgi çizme, yıldızlar, kehanet, sihir ve cahiliye ilimlerinde bunlara benzeyen şeylerle yapılır. Cahiliyeyle maksadımız, felsefeciler, kahinler, müneccimler, Peygamber (sallallahu ‘aleyhi ve sellem) gelmeden önceki Arap dehriyyunları (materyalistler) gibi Rasûlüllah (sallallahu ‘aleyhi ve sellem)’e uymayan kimselerdir. Çünkü bu ilimler, Rasûlüllah (sallallahu ‘aleyhi ve sellem)’in getirdiği ilimden yoksun kimselerin ilimleridir. Tüm bu işleri yapanlara da kahin, arrâf ve bunlara benzer şeyler söylenmektedir. Bunlara gelen veya onları tasdik eden kimse Allah’ın tehdidine maruz kalır. Bu ilimleri bunlardan başkaları aldı. Bunlar sadece Allah’ın bildiği gayp ilmini bildiklerini iddia ettiler. Ayrıca Allah’ın velileri olduklarını ve bu bildiklerinin keramet olduğunu da iddia ettiler.” İbnü’l-Kayyim (rahimehullah)’ın dediklerinden aktarılmak istenilen burada bitti.

Peygamber (sallallahu ‘aleyhi ve sellem)’in sözlerinden ve alim imamların ve bu ümmetin fukâhasının söylediklerinden, yıldızlar ilmi, astroloji diye isimlendirilen ilim, el ayası ve fincan falına bakma ve kısmeti öğrenmenin tümünün cahiliye ilimlerinden olduğu, Allah ve resulünün haram kıldığı yasaklardan olduğu ve islam dinin kabul etmeyip yapmaktan ya da bu işi yapanlara gitmekten ve onlara bir şeyler sormaktan veya bunların söylediği şeyleri tasdik etmekten sakındırdığı cahiliye davranışları ve batıl ilimler olduğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü bu tür şeyler sadece Allah’ın bildiği gayb ilimleridir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: { De ki: Göklerde ve yerde, Allah’tan başka kimse gaybı bilmez } (Neml suresi, 65. ayetin meali). Bu tür işleri yapan herkese nasihatim şudur: Bu işle uğraşan kimse Allah’a tövbe edip ondan günahının bağışlanmasını dilesin. Şer’î ve mubah olan duyusal sebeplere sarılarak sadece Allah’a dayansın. Her işinde ona tevekkül etsin. Bu cahiliye davranışlarını bıraksın ve onlardan uzak dursun. Allah ve Rasûlüllah (s.a.v.)’e itaat etmek ve din ile akidesini korumak için bu tür işleri yapanlara soru sormaktan ya da onları tasdik etmekten sakınsın.

Allah’tan bize ve müslümanlara dinindeki fıkhı ve şeriatıyla ameli bize vermesini ve kalplerimizi hidayet ettikten sonra saptırmamasını istiyoruz. Allah, kendi peygamberi ve son elçisi Muhammed’e, onun âline, ashabına ve kıyamet gününe kadar ona uyanlara salat ve selam etsin. Bunların hepsine olan nimetini devam ettirsin.

Kaynak : Şeyh Bin-Baz Fetvaları (alifta.gov.sa)

Diğer Yazılar

Adaletli Hükümdar: Nureddin Mahmud Zengi

Nureddin Mahmud Zengi Kimdir ? Nureddin Ebul Kasım Mahmud bin İmaduddin et-Turki es-Selçuki. İslam sancağını ölene kadar yükseklerde tutan adil, dindar ve cesur hükümdar.