Fatiha suresinin tefsiri, bilinmesi gereken en önemli tefsirlerden biridir.
Meali : Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. (1) Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. (2) O Rahmân’dır, Rahîm’dir. (3) Ceza gününün Mâliki’dir. (4) (Rabbimiz!) Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz. (5) Bize dogru yolu göster. (6) Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu, Gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! (7)
Fatiha suresinin tefsiri : Bu sûreye, “Fatihatu’l-Kitâb” denilmiştir, zira namazlarda kıraat onunla başlar. “Ummu’l-Kitâb” da denilmiştir. Tirmizî’de geçen bir sahih hadiste Ebu Hureyre’den şöyle rivayet edilmiştir: Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: “Elhamdulillahi Rabbi’l-âlemîn; Ummu’l-Kur’an, Ummu’l-Kitâb, Seb’u’l-Mesânî ve Kur’anu’l-Azîm’dir.“
Sûre, -tartışmasız- yedi âyettir. Ancak Besmele’de ihtilaf edilmiştir: Besmele, Fatiha suresinin girişinden ayrı bir âyet mi, yoksa fatiha suresinin başından kabul edilmeyen tamamen bağımsız bir âyet midir? (Besmele, bağımsız bir âyettir.)
1- Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla :
Sahabe, Allah’ın Kitabı’na bununla başlamıştır. Tüm fiil ve sözlerden önce besmele getirmek müstehabdır. Abdestin başında, kurban keserken, yerken, ve cinsel ilişkiden önce besmele getirmek müstehabdır. “Bismillah” ifadesindeki ‘be’ harfi hakkında yapılan yorumlarda onun isim mi, fiil mi olduğu konusunda birbirine yakın iki görüş vardır. Bunların ikisi de Kur’an’da geçmektedir. Bu ifadeyi isim olarak değerlendirenler, “Başlamam Allah’ın adıyladır.” diye yorumlamaktadırlar. Fiil olarak değerlendirenler ise “Allah’ın adıyla başlarım.” ya da “Allah’ın adıyla başladım.” şeklinde takdir etmektedirler. Doğru olan, her şeye/işe başlarken, öncelikle, bereketli ve başarılı kılması, tamamlaması ve kabul etmesi için Allah’ın adını anmaktır. “Allah“, Yüce ve mübarek Rabbin özel adıdır. Bu kelimenin, İsm-i A’zâm olduğu da söylenir. Çünkü bu, tüm sıfatlarla nitelendirilir. “Rahman ve Rahim,” mübalağa vezninde “rahmet” kökünden türetilmiş iki isimdir. Rahman, Rahîm isminden daha mübalağalıdır.
2/3 – Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. O Rahmân’dır, Rahîm’dir.
Bu ifadenin anlamı, hamdin sadece Allah’a ait olması ve O’nun dışında kulluk yapılan hiçbir şeye yapılamamasıdır. “Âlemlerin Rabbi…” Rab, sahip/hâkim ve tasarruf sahibi anlamındadır. “Alemler…” Karada ve denizdeki, bildiğimiz ve bilmediğimiz varlıklar sınıfı demektir. “Rahmân ve Rahîm…” daha önce geçmişti.
4 – Ceza gününün Mâliki’dir.
Böyle denilmesi, ceza gününün dışındaki şeylerin maliki olmadığı anlamına gelmez. Daha önce, Allah’ın, âlemlerin Rabbi olduğu bilgisi verilmişti. Burada mülkiyete, ceza günü de ilave edilmiştir. Çünkü hiç kimse, orada bir şeye sahip olduğunu iddia edemez ve Allah’ın izni olmadan konuşamaz. “Ceza günü,” varlıkların hesap günüdür, yani kıyamet günüdür.
5 – (Rabbimiz!) Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz.
“Yalnız Sana ibadet ederiz…” Yani ibadeti yalnız Sana tahsis eder, yalnız ve yalnız Senden yardım isteriz. Çünkü ma’mul olan “iyyake / sana” kelimesinin öne gelmesi “hasr” ifade eder. Sanki ifade şöyledir : “Biz Sana ibadet ederiz, Senden başkasına ibadet etmeyiz; Senden yardım dileriz, Senden başkasından yardım dilemeyiz“.
İbadet’in manası : Allah’ın sevdiği ve razı olduğu, gizli ve açık bütün amelleri ve sözleri içine alan kapsamlı bir isimdir. (Allah’ın sevdiği ve razı olduğu her iş ibadettir : namaz, oruç, tevekkül, inabe, isti’aze -(sığınmak), isti’ane (yardım dilemek), ve diğer bütün ibadetler, bunların hepsi yalnızca Allah için yapılır)
Isti’ane (yardım dilemenin) manası : Fayda elde etme ve zararları önleme hususunda sadece Allah’a dayanmak, bunları gerçekleştirme hususunda yalnızca O’na güvenmektir. Yüce Allah’a ibadet etmek ve O’ndan yardım dilemek, ebedî mutluluğun ve her türlü kötülükten kurtulmanın yegane yoludur. Bunları yerine getirmeden kurtulmaya imkân yoktur.
İbadetin ibadet olabilmesi için Allah rızası gözetilerek yapılması ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptıklarından ve söylediklerinden alınması şarttır. İbadet ancak bu iki özelliğiyle ibadet olur.
6 – Bize doğru yolu göster
Buradaki hidayet, rehberlik ve başarıdır; yani bize ilham et, bizi başarılı kıl, bize rızık ver ya da ihsan et.
7 – Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu, Gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
“Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu…” ifadesi, doğru yolu (sirat-i mustakimi) açıklamaktadır. İbn Abbas radiyallahu ‘anhu şöyle der : “Bu ifadeyle Allah’ın kendilerini ibadet ve itaatiyle nimetlendirdiği melekler, peygamberler, sıddîklar, şehidler ve salihlerin yolu kastedilmektedir”. “Gazaba uğramışların…” İradelerini bozmuş olanların, hakkı öğrendikten sonra ondan yüz çevirenlerin. “Ve sapmışların yolunu değil!” “Sapmışlar” bilgiyi yitiren, sapıklığa dalan ve hakkı bulamayanlardır.
Bu değerli fatiha suresi, Allah’ın yüce sıfatına uygun Esmâ-i Husna’sının zikriyle birlikte Allah’a hamdi, O’nu yüceltmeyi, O’na övgüde bulunmayı, ceza günü olan âhireti, kulunun kendisinden istemesi ve yakarması için Allah’ın yol göstermesini, güç ve kuvvet sahibi olmaktan uzak durmalarını, kulluğu/ibadeti sadece Allah’a has kilmalarını, ulûhiyet konusunda Allah’ı tek ve eşsiz kabul etmeyi, Allah’ı herangi bir ortak, benzer ya da eşten münezzeh görmeyi; Kulların, Allah’tan kendilerini doğru yola (sirat-i mustakim), mükemmel dine ulaştırmalarını ve bu din üzere sabit kılmasını istemesini içermektedir.
Fatiha suresi, kıyamet günü salih amel sahiplerinden olmaları için insaları salih amel işlemeye teşvik, Kıyamet günü bâtıl yolda yürüyenlerle (gazaba uğrayanlar ve sapmışlarla) birlikte diriltilmemeleri için batıl yollara karşı dikkatli olmak gerektiğini içermektedir. Sûrede, Allah’ın tüm eksikliklerinden münezzeh olduğuna, -kulların hidayetinin ve sapıklığının kendilerinden kaynaklandığını ve buna göre hareket ettiklerini söyleyen Kaderiye fırkasının dediğinin aksine- hidayete ulaştırma ve saptırma konusunda Allah’ın tek ve eşsiz olduğuna işaret vardır.
Namazda her rekatta fatiha suresini okuyoruz. Bu sebepten dolayı Fatiha suresinin tesfirini bilmek büyük önem gösteriyor. Bu tefsiri sıkca okuyup çevrenizle paylaşmayı unutmayın.
Ayrıca bakınız :
Ayetel Kürsinin kısa tefsiri
[VIDEO] Kuran Şifadır